-->

17 Mart 2014 Pazartesi

İlk defa bu kadar çok korktum ...





Ocak ayının son haftası eşimin yatak döşek evde yatmasına sebep olan malum virus bizim eve de uğradı. Sergen'in hafif ateş ile geçirdiğini düşünürken,meğerse yavrumun ateşimin, yalnızca minik dişlerinin çıkmasından ötürü olduğunu bir kaç güne anlayabilmiştik.

Tabi herkesin iyileştiği günün ertesinde "Anne" rolümün hakkını vererek,şimdi sıra bende diyerek yataklara düşmem normal gibi gelmişti. 




Pazar günü sabahtan başlayan şiddetli baş ağrım,evden dışarı adımımı bile atamayacak kadar halsiz bıraktıktan sonra annemin eve gelmesiyle birazda olsa geçmiş gibiydi. Öyle gibiydi de akşam ateşim 38 civarında seyrederken,ben yarın işe giderim bi şeyciğim de kalmaz diye de aklımdan geçiyordu. Evet işe de gittim, aslında iyiydim,ateşim de 37-38 arası dolanıp duruyordu. Eve geldiğimde ateşimin yükseleceği sinyallerini almış ama Sergen sürekli oyun oynamak istediğinden,bir de eşimin evde olmamasından dolayı yatıp dinlemedim. 
Sergen uyuduktan sonra,kendimi önce banyoya ardından da yatağa attım. Gece ateş 39,5 olunca da ver elini Acıbadem Maslak. Havale geçirmeme az bir zaman kalmışken önce bir serum,ardından da antibiyotik, sonra hoopp eve :)) 

Bu arada özel hastanelerin acil kısmından giriş yaptığınızda SGK'nın muayene ücretini karşıladığı konusu biraz genel bir tanım olarak kalıyor. Sizin için acil olan konu aslında SGK tarafından acil olarak tanımlanmıyormuş. Biz o gece hem muayene hem de serum ücretini hastaneye ödedik ve özellikle de ödeme yapmamamız gerekiyor,neden bizden ücret alıyorsunuz diye de sorduk. Aldığımız cevaplar pek açıklayıcı olmadı. Zaten tatmin olmadığımızı anlamış olacaklar ki ertesi gün Acıbadem'den arandık. Açıklama özetle şöyleydi:"Evet siz 39,5 derece ateş ile geldiniz ama durumunuz ciddi değildi. SGK yalnızca ağır yaralanma, ölüm riski taşıyan durumlarda ücretini karşılamakta" Bu tarz bir açıklama zaten bekliyordum... 

İlk gün mide bulantısı,iştahahsızlık ile boğaz ağrım geçmedi. 2 gün evde dinlenmek zorunda kaldım. Anneciğim tarafından full hasta bakım paketinden yararlandım ki iyiki de annem yanımda dedim. Anne olduktan sonra yaşadığım her şeyde anneme daha çok hak veriyor, onu daha iyi anlıyor,geçmişte gösterdiği çabayı o zamanlar görmezden gelerek aslında ne büyük haksızlık yaptığımı düşünüyorum. 

Ben yaşadığımız her şeyin iyi veya kötü, bir sebebi ve sonucu olduğuna inananlardanım. Bunu yaşıyor olmam belki görmediklerimi farketmeme belki de yaşadıklarımı değerlendirmeme fırsat verdi. Cevabını  zaman bana gösterecek... 
Her duygusal olayı anneliğe bağlamak istemesem de anne olduktan sonra başladı bende böyle tuhaf haller. Duygusallığımı eskiden kontrol edebiliyordum. Ne bilim aklıma üzeri bol kremalı ya da çikolatalı koca bir kapta çilek getirir,kendi kendime bıyık altından gülümser sonra da tüm duygusallık yok olurdu. Şimdi öyle mi? 
Annelikten önce ve sonra bende değişimi bir başka güne saklıyorum, daha doğrusu yazacaklarımı biriktiriyorum. 

Hastalıktan ilk kez korktum!!! İçimde ayrılık korkusunu ilk defa yaşadım. Sergen'den ailemden uzak kalacağım, uzun bir süre, belki de bir daha hiç öpemeyecek eline dokunamaycağım gibi korkular vardı aklımda. Bu düşünceleri üzerimden bir süre atamadım. Şimdi ise nefes aldığım her an için şükrediyor ve onlara her gün sarılıyorum. 

Sizde öyle yapın olur mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder