İlk Param'la çocuğunuz büyüdükçe parası da büyüyecek.

Çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak isteyen anne-babalar için Yapı Kredi’nin yeni bir ürünü var: İlk Param

İlk Param, çocuğunuzun her adımında onunla beraber büyüyecek uzun dönemli bir birikim hesabı... İlk Param ile 0-18 yaş arası çocuklarınız adına şimdiden birikim yapmaya başlayabilirsiniz.

Çocuklarınızın gelecekteki ihtiyaçları için şimdiden birikim yapmaya başlamak isterseniz, İlk Param bunu oldukça kolay bir hale getiriyor. İlk Param’a Yapı Kredi kredi kartlarınızdan otomatik ödeme talimatı vererek, çocuğunuzun geleceğini garanti altına alan paranın kendi kendine birikmesini sağlayabilirsiniz.

Ek Gıda da 1.Hafta

6.ay itibariyle biz de ek gıdaya ufak ufak geçiş yaptık. Sanırım bilmeyen duymayan kalmadı.

Her doktorun ek gıda ile ilgili  tavsiyesi ve her annenin tercihleri farklı olabiliyor.  Biz doktorumuzun söylemiyle anne sütü dışındaki ilk gıdamızı, trend olan sebze ile değil, meyve ile başladık. Neyse çok üzerinde durmadım. Nasıl olsa Sergen, ilk yediği her gıdaya önce tepki verecek, yemek istemeyecek, gün geçtikçe de alışacak (en azından ben öyle umuyorum).

Çalışan Anne Olma Alıştırmaları…

Memleketimde yolsuzluklar, adaletsizlikler, rüşvetler, haksız yere yatanlar-çıkanlar, cemaatten misin değil misin tartışmaları devam ederken, benim küçük kendi dünyamda önemli 2 gündem konusu var. Birincisi ek gıda, ikincisi ise, 02 Ocak 2014 tarihinde işe başlayacak olmam. Son bir kaç yazımda da bunları sizlere de hissettirmiş olmalıyım.

Bir Annenin Bakıcı ile İmtihanı

Doğumdan itibaren ilk 20 gün hariç Sergen'den,kuaföre gitmenin dışında ayrı kaldığımı söyleyemem. Aranızda bana "Bir kez olsun sinemaya bile gitmedin mi?" diyenler var,biliyorum. Eskiden de  öyle çok sinemada film izlemeyi seven bir çift olmadık. Onun yerine evde itunes'un tüm nimetlerinden yararlanmayı tercih ediyoruz diyebilirim.

Hal böyle olunca pek ayrılmadık oğlumdan derken işe başlama zamanım geldi. Eh doğumdan önce 2 ay, doğumdan sonra 6 ay çalışmadım. Doğal olarak her iş yerininde bir sabrı var değil mi?  Aynı zamanda benim içinde tam kıvamında bir süreç olduğunu söyleyebilirim.

Çocuklar İçin Ağız Bakım Rehberi

Çocuğunuzun sağlıklı ve temiz dişlere sahip olmasındaki ilk rol, size düşüyor. Ona fırçalama ve yeme alışkanlıklarını en iyi siz kazandırabilirsiniz. Bu konuda eksikleriniz olduğunu süşünüyorsanız, bugünkü yazımızı size rehberlik edebilir.

Ağzı yeterince büyüdüğünde çocuğunuz nihayet 20 küçük dişe ve daha sonra 32 büyük dişe sahip olacak. Bütün çocuklar farklıdır ve bu nedenle ilk küçük dişin çıkması en erken 3 aydan başlayarak 12 aya kadar sürebilir ve bu ilk çıkanlar çoğunlukla alt orta dişlerdir. 6 yaş civarında çocuğunuzun hayatı boyunca kullanacağı ilk kalıcı dişi çıkacaktır.

Birlikte "bebeklerde alerji" konusunun detaylarına iniyoruz

Bir çok okuyucumun konuyla ilgili gelen soruları üzerine ‘bebeklerde alerji’ konusuna eğilmeye karar verdim. Alerji, değişen yaşam koşullarıyla birlikte son dönemlerde dünya çapında giderek artan bir durum. İstatistikler sizi korkutmasın ama günümüzde yaklaşık her 10 kişiden 3-4’ünün yaşamlarının bir döneminde alerjiden etkilendiği biliniyor.

Bebek ve Köpek Aynı Evde …

Başlık, bloğumun asıl konusu ile direk olarak ilişkili. Bu sebeple nereden başlayacağımı bilemiyorum.

Artık yazmamım vakti geldi. Bebek ve köpek ile birlikte evde yaşamı bir kaç başlıkta sizler ile paylaşmak isterim. Umarım sizler için yol gösterici nitelikte olacaktır.

Anne Olunca Anlarsın!!!

Aranızda bu cümleden nefret etmeyen var mı? 

Sanırım birçoğumuz bu cümleye küçüklüğümüzden, gençliğimizden oldukça aşinayız. Annelerimiz, teyzelerimiz, büyüklerimiz söyleyecek söz kalmadığında kullanırlardı. En azından benimki öyleydi. Baktı ki benimle baş edemiyor, yapıştırırdı lafı ve tartışma o anda biterdi. Ben vizcdan azabı ile içimdeki gençklik ateşi arasında kalırdım. 

5. Ay Doktor Kontrolü

Geçtiğimiz hafta aylık doktor kontrolümüz vardı. Bu ayki kontrolde biraz daha heyecanlıydım, ek gıda ile ilgili konuşacaktık. Önceki yazılarımı takip edenler bilir. Ek gıda konusunda 2  seminere katılıdım ve detayları sizler ile de paylaşmıştım.

2 Ocak 2014 tarihi itibariyle çalışmaya başlayacağım. Bu yüzden Sergen'i bakıcısına emanet etmeden önce başlamak istedim ek gıdaya ki ufakta olsa düzenimiz olsun...

Gaye Yön'den Yılbaşı Temalı Fotoğraf Çekimleri

Yok yok paylaşmadan duramayacağım. Sevgili Gaye Yön, yılbaşı temalı fotoğraf çekimleri gerçekleştirmek.  Dilerseniz bir kartpostal gibi sevdiklerinize gönderebilir, dilerseniz de anı olması için  saklayabilirsiniz. 

Bunu Blogumda Paylaşabilirim. Hürriyet Benim.

Hürriyet; gündeme dair cesur bir projeyle karşımızda. TBWA\ISTANBUL'un hazırladığı proje kısa zamanda oldukça ses getirdi. Din, dil, ırk, cinsiyet ayırt etmeden bireysel özgürlükleri konu alan projenin amacı Türkiye'nin dört bir yanından insanların hürriyetlerini dile getirmeleri ve seslerini duyurmaları…

Zürafa Diş Kaşıyıcı : Sophie

Sergen beni her geçen gün şaşırtmaya devam ediyor. Hergün yeni bir davranış ile güne merhaba diyor. 

3.ayından itibaren yumruğunu ağzına sokuyordu, hatta bazen ikisini birden emmeye çalışıyordu. Ben emziğe alıştırmaya çalıştıkça eli ona her zaman daha tatlı geliyor olacak ki hiç vazgeçmedi. 

Doktorumuz Tarkan İkizoğlu da "Bırak emsin elini diyordu, memeden daha iyi" olduğunu söyleyerek.. 4. ayımızda elini emme olayını biraz abartınca eline sürekli oyuncak tutuşturmaya başladım. Biraz işe de yaradı sanki fakat 6.ayına  ayak basacağı bu günlerde bir diş kaşıntısıdır başladı.  

Hamilelik ve Doğum Sonrası Hurafeleri - II

Hurafelerin bir çoğu yaşanmışlıklardan doğmuş ve bilimsel açıklamaları bulunmakta. "Lohusanın mezarı 40 gün açık kalır."derken aslında tıbbı sebebi, kadının doğum sonrası enfeksiyon kapması, kanamadan, kan pıhtılaşması gibi sebeplerden dolayı ölüm riskinin olması.

Hamile kadının gebeliğini bulantılar ile geçirmesi bebeğinin kız olacağının belirtisi,  bilimsel verilere göre kız bebeğin salgıladığı hormanların bulantıya neden olmasından ötürü olduğu belirtiliyor.

Evde Pastane Poğaçası …

Bloğumun tam bir yemek tariflerine dönüşmesini hiç arzulamıyorum, fakat evde oturdukça bir şeyler yapmak, özene bezene hazırlamak ve  paylaşmak geliyor.  Sizlerde olmuyor mu? Bir tek ben miyim yani… 

Neyse!!!

Hamilelik ve Doğum Sonrası Hurafeleri - I

Hamilelik sürecinde ve doğum sonrasında herbirimizin mutlaka en az bir tanesini yakın çevremizden duyduğumuz o kadar çok hurafe var ki, yıllarca bire bin katılarak şimdiki halini almışlar.
Bazılarının gerçeklik payının olabileceği aklımdan geçmiyor değil de bazıları da gerçekten mantık dışı. Özellikle hamilelik döneminde her hurafeyede kendimizi kaptırmamız tehlikeli olabilir, endişelerimizi tetikleyebilir…

Bebek Arabası Seçimi: Stokke

Herkes gibi bizde çift olarak alışveriş yapmayı çok severiz. Ben kadın olarak severim de eşim benden daha çok sever, alışverişi. Fakat öyle uzun saatler dolaşmaz, ne arıyorsa gider, alır ve çıkar. Benim gibi kararsızlıklar yaşamaz, acaba hangi renk diye düşünmez. Bu yüzden  onunla alışverişe çıkmayı çok severim. 

Doğuma 1 ay kalmış,biz hala Sergen'in arabasını, ana kucağını almamıştık.  

Köyümün Bazlaması

Daha önce "Evimin Amatör Aşçısı" yazımda  mutfak tecrübemden ve bloğumda yazma arzumdan bahsetmiştim. Aklına eseni deniyor ve tutarsa da tarif defterim ve arkadaşlarım ile paylaşıyorum…

Esra Ertuğrul ile Ek Gıdaya Geçiş - II

Notlarıma kaldığım yerden devam ediyorum. Aynı zamanda aşağıdaki notlara http://bebeimgeliyor.blogspot.com/p/ek-gidaya-gecis.html adresinden de ulaşabilirsiniz.

• Ek gıdaya ne zaman başlanmalı?

Esra Ertuğrul ile Ek Gıdaya Geçiş - I

27 Ekim Pazar günü Bebeğim Geliyor  Esra Ertuğrul'un "Ek Gıdaya Geçiş" Semineri'ne katıldım. Aslında bir seminerden ziyade daha çok sohbet havasında keyifli ve öğretici bir söyleşiydi.

Eğitim, Bostancı Marga Yaşam Atölye'sinde gerçekleşti.  Sergen ile gideceğim için de ayrıca heyecanlıydım. Atölye tam olarak Bostancı otobüslerinin son durağının hemen arkasındaki binanın 1.katında yer alıyor. Sergen ile gidecek olmamdan ötürü birazcık geç kaldık. Esra Hanım başlamıştı bile.

Hayvanların İnsan Sevgisi ...

İnsanların hayvan sevgisini biliyorum da hayvanların insanlara olan sevgisini de görmemezlikten gelemiyorum.

Sizler ile uzun zamandır paylaşmak istediğim bir video vardı.
Bir çoğunuz izlemiş bile olabilir. Fethiye'de bir anne sahile getirdiği Cocker Spaniel cinsi köpeği ve emekleme döneminde olan bebeği ile bir süre … 

Emek Harcamak Güzeldir... Ev Yoğurdu...

Evlenmeden önce mutfak ile aram pek iyi değilken, karı-koca olma sürecinden sonra beni bir merak sardı. Özellikle de hamileliğim ile birlikte evde yemek yapma arzum ve doğal beslenmeye olan ilgim tavan yaptı. 

Gençliğimden beri süt ve süt ürünlerini çok severim, özellikle de yoğurt. Geçtiğimiz yıl 1-2 kez pastörize sütten yapmış, fakat pek başarılı olamamıştım. Sonrasında da nasılsa annem yapıyor diyerekten  her defasında ondan alıp alıp eve götürmüştüm. 

Doğumdan Sonra Yazılası Yegane Konu Lohusalık ...

Doğum hikayesinden sonra yazılmazsa olmaz konulardan biri lohusalık. 

Doğum hikayeleri gibi her annenin lohusalığı yaşama biçimi çok farklı. 
Ne zaman lohusalık ile ilgili konuşulsa aklıma ilk gelen Elif Şafak'ın "Siyah Süt" adlı kitabı oluyor. Kitabı okuduğumda çok küçük yaşta değildim, fakat beni etkilemişti …

İlk Yıllarda Çocuk Beslenmesi

Hafta sonu ilk defa bir anne olarak daha doğrusu anne olduğum için bir seminere katıldım. İşim gereği çoğunlukla toplantılar düzenleyen ben, uzun bir aradan sonra toplantı katılımcısı olarak Ritz Carlton'daydım…

6 Ekim Pazar günü Anneysen.com 'un SMA'nın katkılarıyla düzenlediği  "İlk Yılların Hikayesi" kampanyasına istinaden " İlk Yılarda Beslenme"  seminerine katıldım.  Kampanya ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. 

Sabah saat 10:30'da başlayan seminere biraz geciktiğimi utanarak belirtmek isterim. Girişte Sn. Aylin Çakır tüm güleryüzü ile beni karşıladı ve hemen salona girdim. Ben salona girdiğimde Çocuk Gastroloji Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Benal Büyükgebiz  yeni kürsüye çıkmış  ve paylaşımda bulunmaya başlıyordu ...

Doğumdan Sonra Mini Detaylar

Doğum hikayesine yardımcı araçlardan, daha doğrusu tamamlayıcı öğelerden bahsetmek istiyorum. 

Öncelikle Acıbadem Maslak Hastane'si personeli…

Her Annenin Doğum Hikayesi Farklıdır...

Bu cümleyi anladığımda hamileliğimin 6.ayındaydım. Hamile olduğumu bilen herkes kendi hikayesini anlatır olmuştu bana. Önce suyu gelen, önce kanaması olan, 2 gün önceden kasıklarında ağrılar hisseden, 12 saat sancı çeken, 24 saat hastanede gelsin diye bekleyen, sancısı hiç olmayıp, direk doğumhaneye giren, normal doğuran, epidural doğuran, sezeryan doğurup sonrasında acısı hiç olmayan... 

Yaşananlar farklı, fakat anne olmanın heyecanını yaşadığın o anın hisleri herkeste o kadar birbirine yakın ki mucize gibi... Şöyle 3 ay öncesini düşününce aklım almıyor... Herkes gibi benimde bir hikayem var diyerekten başlıyorum… 

Şekerpare...

Blogdaki ilk tatlı tarifine şekerpare ile başlamayı pek düşünmüyordum, fakat son yaptığım tatlı olduğu için sıcağı sıcağına yayınlamak istedim…

Evimin Amatör Aşçısı

Her, annesi ile yaşayan kız çocuğu gibi bende kendi evimde yemek yapmıyor, hatta annem tarafından yemek yapmam engelleniyordu. Annem, "Nasıl olsa evlendikten sonra bol bol yemek yapacaksın." derdi. Açıkcası zeytinyağlılar ve sıcak yemek konusunda fena değilimdir, annemden el aldığım bile söylenebilir. Fakat konu tatlı-tuzlu kurabiye, kek, börek, tatlı konusuna gelince biraz düşünüyorum ve en iyisini yapana kadar da deniyorum. Bu konuya bu kadar çok eğilmiş olmamım asıl nedeni eşimin tatlıya olan vazgeçilmez düşkünlüğü. 

Bloğumda çok sık olmasa da  %100 emin olduğum tarifleri sizler ile paylaşmak isterim. Bu konuda gözünüz kapalı bana güvenebilirsiniz. Evimin amatör aşçısıyım ama fena değilim.

Aynı zamanda; Sergen henüz 3 aylık,fakat 6 ay itibariyle geçeceğimiz ek besin tariflerimizi de sizler ile paylaşmaktan mutluluk duyacağım.

Tariflerimi denedikten sonra benimle resim ve yorumlarınızı paylaşmanız beni çok mutlu eder. 

Baby Shower & Hoşgeldin Sergen

Genel olarak Baby shower'a karşıydım, hamilelik sürecini yaşamadan önce. Herhangi bir etkinlik yapmayı da düşünmüyordum. Ama insanın başına gelmeden büyük  konuşmamalıymış. 
Meğerse her hamile bir gün mutlaka Baby Shower partisi yapacakmış… 

Adım Adım Doğum İzni

Sanırım ben pek ev ortamında yazabilenlerden değilim. Cümleleri toparlamak evde pek kolay olmuyor. Şu anda bahçede Sergen ile her akşam yaptığım rutin gezmelerden  birindeyim ve sevgili oğlum az önce uyudu. Hazırlıklı olduğum için hemen laptop'u açtım ve başlıyorum…

Spor da Yaparım, Gezerim de ...

Çok sık yazamadığım doğrudur. Fakat mümkün olduğunca kendime zaman ayırmaya çalışıyorum, her yeni anne gibi…

Hamileliğimde mide bulantılarım, baş dönmelerim hiç olmadı. Bu açıdan oldukça rahat bir hamilelik geçirdiğimi söyleyebilirim. Yalnızca bir kez aşerdim. Sanırım Mart ayıydı. Canım inanılmaz derecede karpuz çekti ve eşimin bulması pek de zor olmadı.  Gerçi karpuzun kilosu 20 TL olduğu için unutulmayacak ve yıllarca konuşulacak bir konu olmuştu. Artık her  mevsimde her türlü meyve ve sebzeyi bulabiliyorsunuz. Eskiden yalnızca Makro  marketlerde olurdu. Şimdi ise mahalle manavlarında bile bulmak mümkün. Artık  kocaların mucize yaratmaları hiçte zor değil.

Veee Sahne Sergen'in

Sizler ile paylaşmayı arzuladığım bir çok konu var. Hem de yazdığım konular ile şimdiki zamana ulaşabilmek için  kendime daha fazla zaman ayırmam gerekiyor. 2,5 aylık bir bebek sahibi olarak bunun pek zor olduğunu sanırım bir çoğumuz biliyordur.Zamanla, " uyumak mı yazmak mı? duş almak mı yemek yemek mi?... "gibi uzayan bir çok çelişki ile baş başa kalıyorsunuz. Sonrasında bir bakmışsınız ki her şey rayına oturmuş ve zaman hızlı bir şekilde akıp gidiyor….

Yazmak...

Çocuk sahibi olmadan Hercul ve Luna ile nasıl yaparız, çocuğumuzu nasıl koruruz diye açıkcası üzerinde pek düşünmedik. Olmaması için bir sebep yoktu ki.  Bir çok kişi gibi çocuğumuzu beraber sağlıklı bir şekilde büyütebileceğimizden endişemiz hiç olmadı.

24 Ekim 2012 tarihinde beklediğimiz haber ile birlikte  aslında bir çok şeyin de  değişmeye başlayacağını biliyorduk. Tabi tüm bu değişiklikler aslında bir mucize gibiydi. 

Bir blog yazma fikri hamileliğim öncesinde de aklımdaydı. Sanırım bir bahane arıyor, iki chihuahua sahibi olmak bir blog yazarı olmamı tetiklemiyordu. 

Hamileliğim süresince iphoto daily'de ( https://itunes.apple.com/us/app/iphoto/id497786065?mt=8) yazmakta olduğum bir günlüğüm vardı. Aslında farkında olmadan blog için ön hazırlık yapıyormuşum. Eskisi gibi sık olmasa da dijital ortamda günlük tutmaya hala devam ediyorum ve bu günlük daha duygusal ve oğluma özel bir günlük...

Okuyacağınız bu blogda başlıkta da belirttiğim  gibi iki köpek ile bir bebeğin  beraber büyübileceğini, çocuğun  gelişimi için aslında ne kadar da önemli olduğunu biraz daha ön plana çıkartmak. Tabi bir takım olumsuz yanları da yok değil. Bunları da zamanla sizlere aktarmaya çalışacağım.

Evcil hayvanlar ile çocukların iletişimi dışında çocuklu ve köpekli bir anne olarak tüm deneyimlerimi sizler ile paylaşmak beni ayrıca mutlu edecek ve yazdıkça yazacağım... Sizler de okurken keyif alıyorsanız ne mutlu bana!!!

Blog sahiplerinin bir çoğunun anne olmasının nedeni çok açık değil mi? Paylaşabilecekleri bir çok deneyim ve tüm bu deneyimlerden oluşan tecrübeleri var. Ve en önemlisi de bunların hepsi gerçek....

Sonra Luna girdi hayatımıza!!!

Hercule hayatımıza katıldıktan sonra hem cicim aylarında olmanın hemde mini bir çekirdek aile olmanın keyfini sürüyorduk.  Hercule'nin ihtiyaçları bizim için önemli hale gelmeye başlamıştı. 2 yaşına yaklaşmış ve sürekli karşı cinse ilgi duyuyordu. Daha doğrusu cinsini bulamadığı için evdeki oyuncak ayı ile oldukça fazla ilgileniyordu. Eh tabi bende anayım hani oğlumun bir dediğini iki etmeyelim diye dişi bir chihuahua aramaya başladık. Fakat şöyle en güzelinden, en cazibelisinden, cilvelisinden bir chihuahua bulmak ne mümkün ki dişi bulmak imkansızdı. Artık ümidimizi kestiğimiz sırada sahiplendirme ilanı ile acaba ikinci bir yavrumuz olsa mı diye düşünmeye başlamıştık. Hem o kadar ufaklar ki bir tanesine bakan ikisincisine de bakar dedik ve Luna çıktı karşımıza.

24 Eylül tarihinden itibaren de bizimle birlikte yaşamaya başladı. 16 Temmuz 2011 doğumlu,  iki aylık miniminnacık bir bebekti. ilk karşılaşma anından itibaren Hercule ile süper bir ikili olacakları belliydi. Aynı ırktan olmalarına rağmen karakterleri oldukça farklıydı. Luna tam bir yaramaz kız çocuğu gibi oyuncu, yerinde duramayan, havlamaya meğilli, kendini zorla sevdiren  bir yavru iken Hercule tam aksine sakin, sevmemizi bekleyen, sesi dahi çıkmayan tam bir beyfendi,yetişkin gibiydi. Luna'nın yaramazlığını yavru olmasına bağlamıştık. 3 ay- 6 ay - 1 yaş derken Luna hiç değişmedi. Her ikisi de chihuahua olmasına rağmen  iki farklı karakterlerdi. Zaman ilerledikçe Hercule rütbe gereği daha üst olması gerekirken, Luna bir prenses edasıyla Hercule'ye üstünlük taslıyordu. Hercule iyice içine kapanık, çekingen bir köpek olmaya başladı. Luna Hercule'e hiç huzur vermez, Hercule'de Luna ile baş edemez. Halen de edemiyor :):) 

Luna'nın tüm zulmüne karşı birbirlerine o kadar bağlılar ki her akşam aynı yatakta beraber, dipdibe uyur, aynı kaptan su içerler. Biri uzaklarda olsun, en yakın arkadaşından ayrılmıs, mutsuz çocuk gibi olurlar. 

İyi ki bizimle iyi ki hayatımızdalar. 

İlk zamanlar sadece Hercule vardı!!!

İlk zamanlar sadece Hercule vardı hayatımda,tabi sevgilimden sonra...

Her şeyin başlangıcını aşağıdaki fotoğraf çok güzel özetliyor.17 Temmuz 2011;bir eş ve bir köpek sahibi olmuştum. Aynı zamanda da hem eş durumundan hem de evcil hayvan sahibi olduğum için hiç olmayan sorumluluk duygum bir anda tavan yapmıştı.

Hercule'yi 4 aylıkken petshop'dan aldık. Şimdi daha iyi anlıyorum ki çok büyük hata yapmışız. Hercule'e sahip olmak bizim için en büyük mutluluk fakat vitrinde gördüğün bir hayvanı satın almak yerine sahipsiz, sokağa atılmış bir çok evsiz hayvanı sahiplenmek ne kadar da  önemliymiş.
26 Mayıs 2010 tarihinde dünyaya geldi ve bizim biricik oğlumuz oldu.

O gün bugündür de hayatımızda yer etti... 

İlk zamanlar farkında değildim bu durumun lay-lay-lom şeklinde geçiyordu günler. Bir chihuahua olmasından dolayı bakımı oldukça kolay fakat eğitimi pek kolay değildi. Küçük ırklarda genel olarak görülen havlama ve saldırganlık Hercule'de yoktu. Bu açıdan kendimizi oldukça şanslı görüyor ve oğlumuz ile övünmüyor değildik. Uzun tüylü olması bile hoşumuza gidiyordu. Tek ve en büyük sorunumuz ise tuvalet ihtiyacı günde 1 veya 2 değil 3 kez olması. Veterinerin açıklaması,küçük ırkların idrar tutan kaslarını geliştiremedikleri ve bu sebeple de tutamadıkları şeklindeydi. Çözüm olarak bir çok küçük ırk köpek sahibi,evin bir kenarına tuvaletlerini yapmaları için gazete kağıdı veya benzer şeyler koyuyorlar. Fakat benim evim 1+1 olması sebebiyle buna imkan yoktu. Uzun saatler eve gelmeyecek isem bu yolu deniyordum. Şimdi evim 3+1 olmasına rağmen yine gazete kağıdı koymuyorum,tembelliğe alışmasınlar diye...
Tabi tuvalet eğitimi vermekte bir çözümdü ama hem çok zor hem de oldukça zaman alan bir süreçti. Ama neyse ki en sonunda Hercule'ye 8 saat tutabilmesini öğretmiştik... Benden mutlusu yoktu da biz yine günde 3 kez kendilerini bahçeye çıkartıyoruz.  Ne demişler; "Aza kanaat etmeyen çoğu bulamazmış!!! "