-->

25 Ocak 2016 Pazartesi

Ben Bir Doğurup Geleceğim!!!

Yeniden yazmaya başlayacak en doğru gün bugün. 


Az önce istinye Devlet Hastanesi'nden 37.hafta çalışamaz raporumu aldım. Sonrasında da kendimi doğruca güzelim Sarıyer'imin en keyifli mekanına Melekeli'ne attım kendimi. İlk önce limonata ardından da Türk kahvem eşliğinde yazmaya başladım. Eve dönseydim, evde olmama alışkın olmayan Sergen bilgisayarın başına oturmama pek izin vermezdi, eminim. 


Hastaneden raporu aldıktan sonra içimde bir özgürlük, baştan sonra bir huzur dalgası, aynı zamanda da içim enerji ile doldu sanki. Tabi tüm bu hislerim geçici de olabilir.  Yazıyı okurken içinizden "Hele sen bir doğur 1 çocuk, 1 bebek ,2 de köpek ile görürüm seni" diyenleri duyar gibiyim.  Yapacak o kadar çok işim var ki,alınacaklar, toparlanacaklar, elenecekler, takılacaklar, minik tadilat işleri, temizlenecekler, Sergen ile gidilecek tiyatro, sinema, etkinlik. Her gün için bir program yaptım. Bu hafta doğuma gitmezsem tüm bunları yapacağımıza söz verdim bile... 

İşten bir süreliğine  ayrılmış olmanın ilk gün heyecanı, sendromsuz ve  toplantısız bir Pazartesi günü yaşamanın vermiş olduğu içimdeki kıpır kıpır duygu, karlı buz gibi bir günde açan güneş benim içimi ısıtmaya yetiyor bile.... 

Beni tanıyanlar bilir. Ben pek evde oturamam. Yani oturduğum zaman evde daha çok çalışanlardan olduğum için de oturmak istememem. Elbette evlatlarım ile bir dakika bile fazla zaman geçirebilmek  benim için her şeyden önemli, fakat ilk önce benim sağlığım sonrasında ailemin sağlığı için kendimce bir denge kurmaya özen gösteriyorum. 

Doğum izni ile ilgili ilk gebeliğim sırasında sırasıyla yapmanız gereken prosedürleri "Adım Adım Doğum İzni" yazısında toparlamıştım ve bir çok çalışan anne için de yol gösterici olduğunu sizlerden gelen yorumlardan almıştım. Benim için de hatırlatıcı bir yazı oldu. 

İçimde  engelleyemediğim Eyşan'ı yazma hissi var ki kısa bir süre sonra sizinle de paylaşmak isterim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder