-->

21 Aralık 2013 Cumartesi

Bir Annenin Bakıcı ile İmtihanı


Doğumdan itibaren ilk 20 gün hariç Sergen'den,kuaföre gitmenin dışında ayrı kaldığımı söyleyemem. Aranızda bana "Bir kez olsun sinemaya bile gitmedin mi?" diyenler var,biliyorum. Eskiden de  öyle çok sinemada film izlemeyi seven bir çift olmadık. Onun yerine evde itunes'un tüm nimetlerinden yararlanmayı tercih ediyoruz diyebilirim.

Hal böyle olunca pek ayrılmadık oğlumdan derken işe başlama zamanım geldi. Eh doğumdan önce 2 ay, doğumdan sonra 6 ay çalışmadım. Doğal olarak her iş yerininde bir sabrı var değil mi?  Aynı zamanda benim içinde tam kıvamında bir süreç olduğunu söyleyebilirim.

Çalışmadan evde zaman geçirmek, bunu bir sonraki yazımda bahsetmek isterim.Tüm samimi hislerim ile 

Bu zamana kadar Sergen'i tek başıma bu günlere getirmiş (abartmazsam olmaz ki daha 6.aydayız) bir anne olarak bakıcının gelişini meğerse iple çekiyormuşum da farkında değilmişim.

Ben bakıcı konusunda şanslı olanlardanım, sanırım. En azından şimdilik öyle görünüyor. Eve yardıma gelen bir kadınım vardı. Gel zaman git zaman ben hamile kaldım ve doğum öncesi konuşmaları ile Sergen'e bakabileceğinin sinyallerini vermeye başlamıştı. Sergen 3 aylıkken karar verdik ve onun tam zamanlı olarak çalışması için anlaştık. Benim en büyük avantajım evimin kurallarını bilen biri olmasıydı.

Necati bir çok eş gibi sabahları 7:00-8:00'de işe giden biri hiçbir zaman maalesef olmadı. Ne uyandığı saat ne de işe gidiş saati bellidir. Hal böyle olunca ben akşamları eve geldiğimde evi bir kez olsun derli toplu gördüğümü hatırlamam. Bir de Hercule & Luna süper ikilisi var tabi. Bir yabancının onlar ile aynı evde kalması gün sonunda baş ağrısına sebep oluyor. Gürültü hiç eksik olmaz. Odalarının önünden geç, içerden bir şey alacağım de, havlar durular. Bir de ezan zamanları var ki özellikle akşam ezanları uluma, havlama sesleri karşılık bir senfoni çıkar ortaya.  Ben ise her sabah saat 8:30'da evden çıkar, akşamları saat 18:30-19:00 arasında evde olurum.

Tüm bunlara alışmış birinin olması benim için o kadar iyi oldu ki ben yalnızca Sergen'e nasıl bakması gerektiği konusu detaylandırdım. Geri kalan ev işlerinde zaten kendisi ne yapması gerektiğini biliyordu.   Sergen'in bu dönemde en çok gereksinimi  genel bakımı dışında, bol bol oyun oynaması ve birilerinin onunla konuşması. Doğduğu ilk günden itibaren Sergen ile bol bol konuşuyorum, anlatıyorum, şarkı söylüyor, ne yaptığımdan bahsediyorum. Ben konuşurken ilk zamanlarda ağzımın içine bakıyordu, 2. aydan itibaren de benim anlattıklarıma tuhaf sesler çıkartarak, çığlıklar atarak cevap veriyor, mimikleri değişiyor. 

Beslenme konusunda bu hafta Sergen'in alışması için yalnızca sabah ve akşam emzirdim, geri kalan tüm öğünlerinde,  Temmuz ayından itibaren buzlukta stokladığım sütleri kullandık ve ufak ufak ek gıdalar vermeye başladık. Ek gıdaya geçiş maceramızı da sizler ile paylaşıyor olacağım. 

Bakıcı ile geçirdiğimiz 1 haftada,  Sergen uyandığında yanına gitmemek için kendimi zor tuttuğumuzu söylemek isterim. Bahçeye gezmeye çıktıklarında camdan öylece baktım, tuhaf geldi. Ben bunu da başarabilirim ile korkularım arasında kaldım. 

Her gün uyandığında yanına koşuyor, uyumadığı her an yanında oluyor, her gün dışarıya benimle çıkıyor, gülümsemesine, ağlamasına, her yeni mimiğine şahit oluyorken, annelik iç güdüsüyle oğlumun yanında günün 24 saatini yanında geçirmeye bile hazırken, ondan her gün 10-11 saat ayrı kalacak olmak elbetteki beni üzüyor. Fakat bir kadın için çalışmak, üretiyor olmak kendisine ayrı bir manevi huzur aynı zamanda da güç kattığını düşünüyorum.

02 Ocak 2014 tarihinde işe geri dönüyorum ve 15 gün birbirlerine alışma süremiz vardı. 1 haftasını geride bıraktık bile. İlk 3 gün, endişelerim tavan yapmışken daha yeni yeni bir kısmını yok edebilmeyi başardım.  Anne olmanın bir kadına verdiği en büyük zarar, çocuğu ile ilgili her an endişe duyması sanırım. Kadının ömrünü yer bitirir!!! Amacım bunu en aza indirmek ki bunun çok zor olduğunu anne olunca anladım!!!




13-15 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleşen "İBS Anne Bebek Çocuk" fuarında "İyi Bakıcı" standında  tesadüf eseri bir defter gördüm. Adına da  "Anne-Dadı iletişim defteri" demişler. İçerisinde siz yokken, bakıcınızın çocuğunuz ile ilgili size aktarması gereken hiçbir detayı atlamaması için hazırlanmış bir defter. Bende bir deftere yemek ve uyku saatlerini yazmasını isteyecektim ki böyle bir defteri doldurmak ve okumak çok  daha keyifli olacak. Satın almak isteyenler firma ile irtibata geçebilirler. 



 

3 yorum:

  1. İki bebek bir köpekte bende var . Allah yardımcımız olsun diyorum:) bakıcı ıle inşallah iyi anlaşırsın ben epey değiştirdim de:)
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de Allah yardımcımız olsun:) hiç kolay değil !! Bakıcı konusunda şimdilik şanslı gibiyim ama hiç belli olmaz diyor tecrübe sahipleri ;))
      Simdi durum nasıl bakıcı konusunda.

      Sil
  2. Bakıcı İlan Sitesi Üyeliksiz Ücretsiz İlanlar Verme http://www.nannyturkey.com çocuk bakıcısı/ bebek bakıcısı/ hasta bakıcısı/dadı/hemşire arıyorum diyenler ücretsiz ilan verme sitesi Kategoriler ; bebek bakıcısı ilanları, bebek bakıcısı aranıyor, bebek bakıcısı iş arıyor, çocuk bakıcısı, hasta bakıcısı, yaşlı bakıcısı, dadı, hemşire, refakatçi, ev işlerine yardımcı yatılı ve gündüzlü yerli yabancı personeller. http://www.nannyturkey.com

    YanıtlaSil